Friday, February 17, 2012

San Pedro de Atacama Yolu



Santiago`dan cikip Calama`ya gelmek tam 23 saat surdu. Ince ve uzun bir ulke Sili harita uzerinde. Baskent Santiago`da neredeyse tam ortada bir yerlerde. Ucaklar cok cok pahali, otobusler ise bir backpacker butcesi icin gercekten pahali. Sonucta yapilcak birsey yok. Amac colu gormek ise San Pedro de Atacama`ya gitmek icin baska bir yol yok.

Yolculugun ilk saatlerinde sehirden ciktiktan sonra hareket var. Fabrikalar, yerlesim yerleri. Bir sure sonra arada bir gorunup kaybolan Pasifik Okyanusu. Guney-Kuzey dogrultusunda ilerledigimizden denizi gorebilmek icin otobusun sol tarafinda pencere kenari koltugum batidan gelen gunes ile terletmeye basliyor beni. Bu ulkede air-condition pek yok. Gunluk sicakliklar 10-30ºC arasinda degistiginden sanirim... Simdi sicak biraz sonra soguk... Gunesten korunmak icin perdeler kapaniyor. Yollarda bol bol kaktusler ve az su ile yasamaya alismis bir bitki ortusu.



Gunes kaybolurken Pasifik kiyisinda yanyana iki sehir. Coquimbo ve La Serena. Coquimbo`ya girerken tepeden gelenleri karsilayan Ucuncu Milenyum Aniti. Anladigima gore Sili`deki en buyuk hacmis.

La Serena`nin plajlarini gecerek yola devam ediyoruz. Yanimda oturan buyukbaba iki torununu Calama`da madende muhendis olarak calisan babalarina goturuyor. 12 ve 8 yasindaki iki kiz, 23 saatlik bu uzun yolculukta seslerini bile cikarmadan yola devam ediyorlar.

Karanlik cokunce yastiklar ve battaniyeler dagitiliyor. Televizyonda ise korku filmi basliyor. Inanilmaz bir sekilde gece saat 23 gibi daldigim uykumdan sabah saat sekizde Antofagasta`ya gelirken uyaniyorum. Yollarda artik kaktus bile yok. Terracotta rengi bu topraklardan gelmis olabilir. Daglar, tepeler ve yol boyunca bizimle ilerleyen elektrik direktleri. Yollar inanilmaz bakimli. 1500 km boyunca bir tane cukur olmaz mi?? Yok iste. Antofagasta baska bir Pasifik sehri. Artik Peru sinirina daha yakiniz. 900km kuzeyde Peru var. Ama benim yolum Bolivya uzerinden.

Antofagasta`nin hircin dalgalarin dovdugu plajlarini da geride birakip doguya dogru devam ediyoruz. Gunes artik tam karsidan geliyor. Manzara cok fazla degismiyor. Koyu kahve/kirmizi bir col. Corak tepeler. Arada bu tepelerin ardindan cikip gelip yolumuzu kesen bir tren. Ama tasidigi yolcu degil. Maden sirketlerine sulfurik asit tasiyor vagon vagon. Onumuzden gecerken sayiyorum tam 22 vagon.

Butun bunlara otobuste eslik eden muzik ise `80lerden duzenlenmis bitmeyen bir potpori. Phil Collins, Sting, Madonna, Status Quo, Eagles caliyor... Ama kisa kisa... Duyuyorsun, hatirliyorsun ama muzik degisiyor...

Ve su anda Calama`dayim. Otobus terminalinin internet kafesinde. Bugunku yolun sonuna cok az kaldi. San Pedro de Atacama sadece 95 km otede... Gidelim ve gorelim bakalim. Atacama Colu... Beni bekle geliyorum...

1 comment:

  1. ikinci fotograftaki yapiyi anlamaya calisiyorum.. dev birsey dimi o.. boyle fotografli olunca takip hissi kuvvetleniyor..

    ReplyDelete